"Birbirimize hayat yolculuğunda yardım etmek için burdayız."
Genç yaşta hayatımızın nasıl geçtiğini anlamayız, öyle basit şeylere takılırız ki devamlı isteriz; evim olsun,arabam olsun, yazlığım olsun, eşyalar giyimler bitmez. Çocuklar evlenirler ev boşalır. bir yanlızlık duygusu kaplar yürekleri, sonra torunlar olur onlarla ilgilenilir yaşamlar biraz dolar torun geldi torun gitti... Tabii torun sevgisi de bir başka oluyordur herhalde. Allah'ım hepimize göstersin. Onlarda büyür hayatlarını kurarlar bir bakarız seneler geçmiş. Anne baba dediklerimiz yaşlanırlar ve evde bir başlarına kalırlar. Hastalıklar başlar. Biz çocuklar başlarız görevimizi yapmaya, anne hasta baba hasta. Günümüz hastanelerde geçer. Bizlere o kadar çok ihtiyaçları olur ki bir zamanlar şen, neşeli anne babamızı öyle bitkin çaresiz gördükçe çok üzülürüz. Elimizden ne geliyorsa gerekeni yapmak zaten evlatlık görevlerimizden. Ama onların bu çektikleri acı biz hüzünlendirir. Ne kadar etraflarında dönsekte mutlu edemeyiz.
Evet yaşlılık büyük bir ızdırap, düşmeden yaşamak, çocukların eline bakmadan yaşamak ne güzel olur ama olmuyor !!! Bize düşen onlara büyük bir sabırla sevgiyle bakmak. Elimizden geldiğince onlara görevimizi tam yapmak bunun yarını da var... Ne ekersek onu biçeriz. Ama yaşlılığın bu acımasızlığı korkunç. Beden kuruyor sanki kemikler kırılmaya hazır tetikte, artık bedenin güçsüzlüğünden istedikleri yere gidemiyorlar. Sadece evin içindeler -dünyaları ev oluyor. Şuanda önümde iki örnek var annem babam onları böyle çaresiz gördükçe yaşlanmaktan öyle çok korkuyorum ki. Tabi ki biliyorum kaçış yok. Yaşlılıkta ölümde evrenin yasası. Aslında biz insanlar her günümüzü son günümüzmüş gibi yaşarsak ne güzel olur. İnsanlar birbirlerini kırmazlar para mal derdine düşmezler, sahip oldukları şeylerin değerini bilir. Çünkü hayatımız bir nehir gibidir, zamanın nasıl aktığını göremeyiz. Yaşlılık; huzur, zorluklara karşı yüreğimizin sükuta erebilmesidir aslında.
"Sadece elli-atmış yıl yaşamak için bu dünyaya ve yeri doldurulmaz saatleri, bir yıl içinde kendimizin ve herkesin unutacağı şeyleri kara kara düşünerek geçiriyoruz. HAYIR!! Yaşamımız dişe dokunur işlere ve duygulara, büyük düşüncelere, gerçek sevgilere ve kalıcı şeylere adıyalım. Çünkü: HAYAT KÜÇÜK OLMAYACAK KISA" (Disraeli) Sağlıklı güzel yaşamlar dileğiyle...
ZERRİN KARAZİNCİR
"En çok yaşamış olan; uzun yıllar yaşamış olan değil, yaşamının anlamını en fazla anlamış olan insandır." ( J.J. Rosısseau)
"Elindeyse zamana "dur geçme" diye dayat!
Bir sigara içmekten daha kısa bu hayat!" Necip Fazıl Kısakürek
KİMBİLİR
İlk yağmur damlası düştü
Kuru yapraklarına güzün.
Ardında kış kıyamet,
Dert, hüzün.
Alın yazısı hepsi... Kısmet...
Ha yazı, ha kışı geceyle gündüzün.
Kim bilir kaç günü kaldı
Ömrümüzün?
Ziya Osman
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder