10 Ağustos 2009 Pazartesi
İNSAN OLMAK
ABORJİNLERİN DUASI...
Güzel bir mesaj değil mi ? İnsan olmamız kimseyi kırmadan incitmeden yaşamak ne güzel olurdu değil mi ? Evet ben böyle çok güzel bir insan tanıyorum. Seksen yaşında zamanında avukatlık yapmış bilgi küpü, pamuk insan herkesin kalbine sevgi veren kişi. Eminim ki bu yaşına kadar sevgi duygusunu herkese dağıtmıştır bu güzel insan; sevimli, merhametli, şefkatli teyzem. Böyle insanlara o kadar çok ihtiyaç var ki etrafına sevgi saçan vasıflı insan. BU İNSANI SEVMEYEN YOK. Kendisine ışık elçisi diyorum. Bu güzel insan çok seneler yaşasın İnşallah. Evet keşke hepimizde olsa bu sevgi duygusu. bizde etrafımıza ışık saçsak; kıskanmadan, eleştirmeden, insanca var olmamız için insanın insanca davranması gerekir. Evren insan oğlunun ana okuludur. Var olan her şeyin verdiği özel bir ders vardır. Ne zaman hayatın zorluklarıyla yüz yüze gelsek daima dağın tepesine bakmayı hatırlayalım. Böylece her mesele büyük görünse de cesaretimizi asla kırılmamış olur.
Bir yol biterken yenisi başlar, bir kapı kapanırken başkası açılır. Ama Mevlana'nın dediği gibi "Her sedefte inci bulunmaz." Evet iyilik ve kötülük içimizde sürekli mücadele eder durur. Bilge kişiye sormuşla "Peki hangisi kazanır bu mücadeleyi?" Bilge derin bir gülümsemeyle "Hangisi mi? Ben hangisini daha iyi beslersem o der."
Filozof Epiktetos derki; "Başarı bir seyahattir hedef değil. İnsan olmanın hedefi ise sevgidir, dostluktur, barıştır. Mutluluk gidilen yolun üzerindedir, yolun sonunda değil. Zira yolun sonunda olsa, ona varıldığında yol bitmiş vakitte geçmiş olurdu. Akıllı insan o dur ki; sahip olmadığı şeyler için üzülmez. Sahip olduğu şeylerin ise değerini bilir..." Ve varlıkla yokluğun bir bütünü oluşturduğunu nasıl anlatırsınız kapalıysa kalp kutusu?, kayıp olsa da hissedilen içinden bilinen öteye ait... Bilmediğini bildiğin sırrı var olmanın hikmetini taşıyan nice sırlar var ışığın ulaşamadığı derinliklerde...
İnsanlıkla güzel kalple kalmak dileğiyle ZERRİN KARAZİNCİR
"İnsanlar her zaman kahraman olamazlar ama her zaman insan olabilirler."Benjamin Franklin
"Kendinin ne olduğunu bilen insan, bazı kendini bilmezlerin onun hakkında söylediklerinden etkilenmez" İbni Sina
GÜZEL KALPLİ ÖĞRETMEN
Bir gün çok darda kalmıştım, maddi sıkıntım vardı, fazla görüşmesekte öğretmen arkadaşım (her sene sigortalarını yenilerim) oğlumun sınava hazırlandığı zamandı. Sıkıntı da olduğum o gün poliçelerini almaya geldiler. Eşiyle birlikte oğluma o kadar güzel moral verdiler ki sınavın hiç bir şey olamdığını, her şeyin sonu olamadığını, öğretmen bilgisiyle o kadar güzel anlattı ki (bilgisi insanlığı dolu bir hanım) onlarla saatin nasıl geçtiğini anlamadık. Ben onları kapıdan yolcu ettikten sonra salona girdim. Bu güzel öğretmen hanım masaya ihtiyacımdan çok para bırakmış. ne yaparsınız bu durumda ? Ben hüngür hüngür ağladım Rabbime'de bu güzel yürekli öğretmene de teşekkür ettim. Bir de en zarif tarafı bu güzel insan oğlumun sınav günü sabahın erken saatinde kalkıp, eşiyle beraber oğlumun sınava girceği okula bıraktığı gibi o güzel konuşmalarıyla oğlumu rahatlattı. Oğlum büyük bir moralle sınava girdi.
Ben bu güzel kalbi sevmez miyim? Allah'ım işlerini rast getirsin. bu güzel yürekli hocayı yüce Rabbim hiç üzmesin.Yaşamda hayran olunacak bir insan. Sadece bunu oğlum için yapmıyor bütün öğrencileri için de geçerli. Bu sevgi duygusu içinden hiç eksilmesin... Ve oğlum iyi bir puan aldı kısmetse makine mühendisi olacak.
Artık bir şeyleri ifade etmek onu kendi dilinde yaratmaktır. bu durumda başkasını anladıkça kendimizideki anlaşılma ihtiyacını da gidermiş oluyorum.
Kader ile iradeniz çakışmışsa olacak olanı seçmişseniz devamı gelecektir(Leyla İpekçi). İnsanlıkla sevgiyle kucaklaşarak bütün güzel kalpler hepimizin olsun.
ZERRİN KARAZİNCİR
DOSTLARIMIZLA ORTAK BİR PAYDA DA ÇÖZEBİLİYORSAK HAYATLA İLGİLİ PROBLEMLERİMİZİ, KIRABİLİYORSAK KARAMSARLIK ÇEMBERİNİ VE ISLANABİLİYORSAK SEVGİ YAĞMURUNDA BİRLİKTE ÇÖZÜM OLABİLİYORUZ DEMEKTİR EN KARIŞIK PROBLEMLERE...
HAYAT
Hayat yolunda karşımıza çıkan zorlu mücadeleler; bizleri güçlendiren, olgunlaştıran, acılar, yaşanan en büyük acılar sevdiklerimizden ayrılmak ve bir daha ebediyen görememek... Hayata tekrar sarılmak evet yozlaşan bu dünyada bilinçsizce yaşamak niçin var olduğumuzu bilmeden. Neden varız?? İnsan olmak O ve ol emri varız yaşıyoruz insan olmanın büyük zorluğuyla. Yaşadığımız bu hayat sınavlardan ve boyutlardan mı ibaret acaba?? Büyük acılar çekerken bir sınavı mı aşıyoruz, insan olmak; sevdiğimiz kişileri düşünmek, darda sıkıntıda kaldığında yardım elini uzatmak, kollamak, gözetmek değil midir? Ve emin olmadan bir şeyleri söylerken günah almak iftira atmak, gereksiz yakıştırmalar, yanlış düşünceler daha neler neler...
İnsan olmak, pişmek artık dünya kaygısı çekmek istemiyorum. Hayat bize fırsatlarını belirli aralıklarla sunar hiç kimse yalnız birkaç yıl fazla yaşamış olmakla yaşlanmaz. İnsanları ihtiyarlatan ideallerinin gömülmesidir. Hayatımızda bugün yüz yüze olduğumuz güçlükler büyük bir ihtimalle nehrin yukarısındayken verilen iyi kararlarla önlenebilirdi ama... Olmasa da bu hayatı götürmek, sonuna kadar götürmek için mücadele etmek, kafayı takmadan yaşamak. Kim ne derse desin takıntı olmadan yaşamak. Aslında hayat bir oyundur, bize çeşit çeşit armağanlar sunar. Kutsaldır bizim için en yoğun duyguları yaratan neysek oyuz, inancına göre güçlü duyguların çoğu SEVGİ nin ifadesidir. Her şey sevgiyle buluşmak için çırpınır, her şey buluşma sarhoşudur. sebepsizmiş gibi olan her şeyin bir sebebi var ve çünkü sebepsizlerin, inkarcıların, görmezden gelenlerin, şüphecilerin işittiği bir ses, kimimiz bilerek kimimiz bilmezden gelerek. Belki de ortak bir sırrın secde ve kıyamına sebep oluyoruz hep birlikte. Bu dünyada hemcins değiliz buraya hapsedilmeyecek, burayı aşan niteliklerimiz var.
Ölümden sonra, yaşamdan önce bu dünyada hemcins olan su, toprak ve hava ile ilgili neyi biliyoruz ki?? Yap deseler sıfırdan bir su yapamayız ne toprak ne hava insanın O'nun en güzel olduğunu yer yüzünün halifesi olacak niteliklerle donatıldığına bir gönderme gibi gelir bu söz. Alemi insan için insanı kendi için yaratmıştır. (L.İ.)''Aynadır ten can için can ten için '' bilmediğim sırları öğrenmeye çalışmıyorum burada şimdi itaat ediyorum işittiğimiz ne olduğunu bilen kalbime güvenerek.
ZERRİN KARAZİNCİR
Birinin başına toprak şaçsan başı yarılmaz,
Suyu başına döksen başı kırılmaz,
Toprakla, suyla baş yarmak istiyorsan;
Toprağı suya karıştırıp kerpiç yapman gerek.
MEVLANA
Eğer bir tohum güneşe ve havaya ulaşmak için yolundaki taşları iterek ve çimenleri yararak mücadele etmesi ve sonra rüzgarla, karla boğuşması gerekiyorsa lifleri gövdesi daha sert ve güçlü olacaktır.
JOHN C. MAXWELL
OYUNCAK BEBEK
Bir bayram günüydü ama benim için çok üzücü bir bayramdı. Geleneklerimize veya yetişme tarzımıza göre her bayram üstümüze yeni giysiler alırız. Bu bayram bilhassa oğluma bir kıyafet alamamanın sıkıntısı üzüntüsü içindeydim. Bu bana çok acı gelmişti (böyle basit şeylere üzüldüğüm için şimdi kendime kızıyorum). Bayramın 1. günü babamlardan dönüyorduk. Bizim eve yakın gece saat 11falan yolun ortasında bir oyuncak bebek. Ben hemen arabadan inip alalım dedim. Ama eşim korktu bomba falan olabilir dedi. Dinlemedim inip bebeği yoldan aldım eve geldik. Bu oyuncak bebek, beni ve 4 yaşındaki oğlumu o kadar çok mutlu etti ki anlatamam bütün sıkıntılarımı üzüntülerimi aldı. Özelliği olan bir bebekti sırtında çantası, çantanın içinde küçük plaklar takıyorsun şarkı söylüyor, MADIMAK şarkısını. Oğlumun sevinci görülmeye değerdi şarkı söyleyen bir bebek. biz bununla saatlerce oynadık ama kim düşürmüşse bilmem? Biz sevinirken kaybeden muhakkak üzülmüştür.Gecenin bir vakti yolda bulduğunuz bir bebek kim bilir kimin di? Günlerce elimizden düşmedi. Bir gün küçük torbasını karıştırırken bir kağıdın üstünde yazılı bir not çıktı. Okudum güzel yazılmış bir yazıydı. Ama yolda bulduğumuz bir bebeğin bizi bu kadar etkileyip mutlu edeceğini düşünemezdim.
Ve hayata ne verirseniz onu alırsınız. Sabır daha çok sabrı, şükür de daha çok şükredebilmeyi beraberinde getirecektir. sevginin daha büyük sevgilere kapı aralaması gibi...
ZERRİN KARAZİNCİR
Bazen hayatımıza giren öyle insanlar olur ki; onların belli amaca hizmet etmek, bize bir ders vermek kim olduğumuzu ya da olmak istediğimizi bulmamıza yardım etmek için bizimle olduklarını yüreğimizin derinliklerinde hissederiz.
KÖTÜLÜKLE BAŞETME
Bu insanları kim olduğunu asla önceden kestiremezsiniz. Komşunuz, bir arkadaşınız, sevgiliniz, belki çok sevdiğiniz dostunuz veya aileden en yakınınız. Sizin arkanızdan kuyunuzu kazmak isteyenler hiçbir şeyin farkında olmadan çıkıverir önünüze. Siz bu kişilere sevgi, değer verirken onlar en aşağı bir şekilde kendilerini ifade ederler. Ama hayat bırakmaz bunun ters dönüşü de vardır. Ne kadar bir kişiyle uğraşırsan uğraş yaradan ve evrenin yasası harekete geçer. Ve her yapılan kötülük, iftira, iki yüzlülük döner kendini bulur. Bir kişiyi ne kadar ezmeye dışlamaya çalışmak istese de başaramaz. Çünkü kendi ayaklarına dolaşır.
İnsan bir mide ağrısına bir ihanetten daha kolay katlanır. Aslında böyle insanlara çok acıyorum yani o insanı sevmeye bilirsin, uğraşmak niye? Ne geçer bu insanların eline? Anlamış değilim. Kimin umurunda uğraş uğraşa bildiğin kadar. Ama Allah öyle bir tekmeyle dur derki o zaman neden ben diye sordurur. Diyorum ki: Elimizde olan mutluluklardan öyle büyük bir hacim oluşturabiliriz ki yanında kaderimiz küçücük kalır. Yine de böyle kötü kıskanç insanların derin bir tedaviye ihtiyaçları vardır. Kendini insanlardan üstün görmesi zaten kişilik bozukluğunu gösterir. Aslında bu acınacak insanların dramı içlerinde yüreklerindedir.
Çünkü doğru ve insani bir düşünce insanlığın koşullarına ve dünyanın gidişine uyum sağlaya bilmelidir. Bir insanın kendinden başka düşmanı yoktur; yanlış yargılar, boş kaygılar umutsuzluğu, kendi kendini yiyen dırdırıyla kendisinin baş düşmanıdır. Kısacası hiç kimse bu dünyada kendinden büyük düşman bulamaz. Delilik kusurlarımızın büyüyüp katmerleşmesinden başka bir şey değildir. Bütün dramı kendi kendilerine oynarlar.
Kaderiniz kendi elinizdedir. Bir adam kaderini öğrenmeye geldiği zaman içeriye girmeden önce herkese seslenen şu kusursuz kehaneti okur. KENDİNİ BİL...
ZERRİN KARAZİNCİR
Yüreği ne düşünüyorsa kişi odur.
İyilikle kötülük, ödülle ceza mantıklı bir yaratık için tek amaçtır.
Tüm insan ırkını çalıştıran ve yöneten işte bu dizgin ve kırbaçtır.
JOHN LOCKE
Eğitimin yapamayacağı şey yoktur
Hiç bir şey onun ulaşamayacağı yerde değildir
Kötü ahlakı iyiye çevirir, kötü ilkeleri yok edip iyilerini yaratır; insanı melek düzeyine yükseltir. MARK TWAIN
HEPİMİZ BİRBİRİMİZİN YARDIMCISIYIZ
Sevgili güzel insanlar hepimiz birbirimizin yardımcısıyız. Anne babalar çocuklarının; yaşlılıkta çocuklar anne babalarının, doktorlar hastalarının, akrabalar iyi veya kötü bir şey olduğunda dayılar, halalar, teyzeler, amcalar yardıma koşar. Komşular en darda kaldığın anda can dostlar kenetlenir yardım elini uzatır. Sevgi çemberi oluşarak hepimiz birbirimize belki farkında olmadan belki de bilerek yardım ediyoruz; sevgiyle, sabırla...
Bazen aklıma kimsesiz olmanın, o sokaklarda gördüğümüz sahipsiz sokak çocuklarının dramı gelir. Zenginlerimiz, büyüklerimiz topluma bu çocukları kazandırsak, ülkemize faydalı birer insan olarak yetişseler ne güzel olur. Tabi mücadele ederek hayata hep beraber kazandırsak yüzlerce kimsesiz çocukları. İnsan ancak istemek ve yaratmaktan mutlu olur.
Hayatı yaşamak ve yaşayamamak arasında şekillenen böyle bir anlamlandırma çabasına saygı duymak gerek hayatımızı ve dünyayı anlamlandırmak konusunda içine düştüğümüz gevşeklik kuyusuna mazeretler arama yarışındayız. Zamanı bozan özlem, heyecan ve umuda biçim vererek ne zor şeylerin altından kalkılır. İçinde bulunduğumuz yani içinde piştiğimiz yaşamın zorlukları karşısında böyle düşünceler geçer aklımdan. Başkalarına ve kendimize karşı iyi davranmak herkesin yaşamasına yardım etmek, kendi yaşamımıza yardım etmek işte asıl din! iyilik mutluktur, sevgi mutluluktur...
Yaşamda hepimiz dört eşliyiz;
Dördüncü eşimiz vücudumuz... onun güzel görünmesi için ne kadar çaba harcarsak harcayalım öldüğümüzde bizi terk edecektir.
Üçüncü eşimiz sahip olduğumuz servetimiz ve statümüzdür. Ölür ölmez başkalarına yar olacaktır.
İkinci eşimiz ailemiz ve dostlarımızdır. Tüm sorunlarımızı paylaştığımız bu kişilerin en son yapabilecekleri şey bu dünyadan gözleri yaşlı bizi uğurlamak olacaktır.
Birinci eşimiz ise ruhumuzdur....(anonim)
ZERRİN KARAZİNCİR
Hayat daima senin verdiklerini geri verir.
Hayat yaptığımız davranışların aynasıdır.
Daha fazla sevgi istediğin zaman daha çok sev.
Daha fazla şefkat istediğinde daha şefkatli ol.
Saygı istiyorsan insanlara daha çok saygı duy.
İnsanların sabırlı olmasını istiyorsan insanlara karşı daha sabırlı olmayı öğren.
Bu kurallar hayatımızın bir parçasıdır hayat tesadüf değil, aynadaki yansımadır.(Anonim)
ARAYAN ARADIĞINI BULSUN DİYE YERDEN NE BİTERSE İHTİYAÇ SAHİBİ İÇİN BİTER (MEVLANA)
YAŞLILIK VE ZAMAN
Genç yaşta hayatımızın nasıl geçtiğini anlamayız, öyle basit şeylere takılırız ki devamlı isteriz; evim olsun,arabam olsun, yazlığım olsun, eşyalar giyimler bitmez. Çocuklar evlenirler ev boşalır. bir yanlızlık duygusu kaplar yürekleri, sonra torunlar olur onlarla ilgilenilir yaşamlar biraz dolar torun geldi torun gitti... Tabii torun sevgisi de bir başka oluyordur herhalde. Allah'ım hepimize göstersin. Onlarda büyür hayatlarını kurarlar bir bakarız seneler geçmiş. Anne baba dediklerimiz yaşlanırlar ve evde bir başlarına kalırlar. Hastalıklar başlar. Biz çocuklar başlarız görevimizi yapmaya, anne hasta baba hasta. Günümüz hastanelerde geçer. Bizlere o kadar çok ihtiyaçları olur ki bir zamanlar şen, neşeli anne babamızı öyle bitkin çaresiz gördükçe çok üzülürüz. Elimizden ne geliyorsa gerekeni yapmak zaten evlatlık görevlerimizden. Ama onların bu çektikleri acı biz hüzünlendirir. Ne kadar etraflarında dönsekte mutlu edemeyiz.
Evet yaşlılık büyük bir ızdırap, düşmeden yaşamak, çocukların eline bakmadan yaşamak ne güzel olur ama olmuyor !!! Bize düşen onlara büyük bir sabırla sevgiyle bakmak. Elimizden geldiğince onlara görevimizi tam yapmak bunun yarını da var... Ne ekersek onu biçeriz. Ama yaşlılığın bu acımasızlığı korkunç. Beden kuruyor sanki kemikler kırılmaya hazır tetikte, artık bedenin güçsüzlüğünden istedikleri yere gidemiyorlar. Sadece evin içindeler -dünyaları ev oluyor. Şuanda önümde iki örnek var annem babam onları böyle çaresiz gördükçe yaşlanmaktan öyle çok korkuyorum ki. Tabi ki biliyorum kaçış yok. Yaşlılıkta ölümde evrenin yasası. Aslında biz insanlar her günümüzü son günümüzmüş gibi yaşarsak ne güzel olur. İnsanlar birbirlerini kırmazlar para mal derdine düşmezler, sahip oldukları şeylerin değerini bilir. Çünkü hayatımız bir nehir gibidir, zamanın nasıl aktığını göremeyiz. Yaşlılık; huzur, zorluklara karşı yüreğimizin sükuta erebilmesidir aslında.
"Sadece elli-atmış yıl yaşamak için bu dünyaya ve yeri doldurulmaz saatleri, bir yıl içinde kendimizin ve herkesin unutacağı şeyleri kara kara düşünerek geçiriyoruz. HAYIR!! Yaşamımız dişe dokunur işlere ve duygulara, büyük düşüncelere, gerçek sevgilere ve kalıcı şeylere adıyalım. Çünkü: HAYAT KÜÇÜK OLMAYACAK KISA" (Disraeli) Sağlıklı güzel yaşamlar dileğiyle...
ZERRİN KARAZİNCİR
"En çok yaşamış olan; uzun yıllar yaşamış olan değil, yaşamının anlamını en fazla anlamış olan insandır." ( J.J. Rosısseau)
"Elindeyse zamana "dur geçme" diye dayat!
Bir sigara içmekten daha kısa bu hayat!" Necip Fazıl Kısakürek
KİMBİLİR
İlk yağmur damlası düştü
Kuru yapraklarına güzün.
Ardında kış kıyamet,
Dert, hüzün.
Alın yazısı hepsi... Kısmet...
Ha yazı, ha kışı geceyle gündüzün.
Kim bilir kaç günü kaldı
Ömrümüzün?
Ziya Osman
İNANÇLARIMIZLA YAŞAMAK
Hayatımıza yön veren ne olabilir? Tabi kendi irademiz deriz ya inancımız bir şeylere başlarken O inançla başlamaz mıyız ama bize yön veren yine O büyük inanç değil midir? Bizi biçimlendiren hayatımızdaki olaylar değil o olayların ne anlama geldiğine inandığımızdır bugün kim olduğumuz yarın kim olacağımızı biçimlendiren bu. Neşeli katkılarla dolu ömürle acılar ve mutsuzluklarla dolu bir ömür arasında farkı yaratan bizim inançlarımız, genellemeler hayatımızı kolaylaştırır ve işlev görmemize yardım eder.
Hayatın en acı tecrübelerinden anlam bulup çıkartabilme inançlarımızın sonucudur, inançlarımızı bir kere kabul ettiğimiz zaman olanaklarımızı genişletmeye ya da yok etme güçüne sahip olurlar. Mesela bir iş yapılırken içten, inanarak ve severek yapılsa her şey sırayla yoluna girer; sağlıkta öyle en kötü bir hastalıkta bile o büyük inançla iyileşeceğim dense muhakkak bir faydası olur.
İnançlarımız bir şeyler konusunda emin olma durumudur. İnancımızı destekleyecek onu daha güçlü hale getirecek kişileri hepimiz bulabiliriz. İnançlar üç sınıfa ayrılır: Görüşler, İnançlar ve İman. İnançlarımızı ve yarattıkları sonuçları inceleyip bizi güçlendiren şeyler olduğundan emin olurum. Başarının sırrı emin olma duygusu yaratmaktır. Sizi kişi olarak büyütecek, gerekli eyleme geçirip kendi hayatımızı ve çevredekilerin hayatını daha da güzlleştirmemizi sağlayacak. Başarılı insanların hepsinin arkasında belirli bir dizi güçlendirici inançlar yatmaktadır. Eğer güçlü inançların getirdiği o sarsılmaz emin olma duygusu hayatımızın biçimlenmesine her şeyden çok etki yapacaktır. Çünkü yaptığı işte kendi iradesinin izlerini bulan kişi çok mutlu olur.
Bütün güzel düşünceler, inançlar hepimizin olsun.
ZERRİN KARAZİNCİR
Benim için gerçek inanç; gücümü en iyi kullandıran değerlerimi en iyi eyleme geçiren inançtır. (Andre Gide)
(İlaçlar her zaman şart değildir ama inanç her zaman şarttır.)
MUTLULUK MÜCADELESİ
Pembe hayallerle kurulan bir yuva daha 1-2 sen geçmeden bitiyor neden? Neden ilk sevgi gibi kalmıyor hadi bu sevgi kalmasa da saygıya dostluğa dönüşmüyor. O yuva ne zorluklarla kuruluyor birbirinden beklentiler oluyor karşılık göremeyince ayrılma. Ne kadar acı belirli bir beraberlikten sonra ayrılmak düşüncem buna gerçek yüzünü göstermeyen insanlar diyor evlenene kadar...
Tekrar mutluluk arayışı insanların kendilerini mutlu etmek için yaptıkları mücadele çirkinlikler. Öyle bir dünya da yaşıyoruz ki kime güveneceğimiz şaşırdık. Düzgün insan kalmadı gibi mal, para hırsı da yetmiyor insanlara hep ben benci bir nesil yetişiyor biraz da biz desek... Biz bu yola başladık, biz beraber yaşayacağız bu yolda yaşam da. Yanlış yapılan hatalarla param parça olmuş yaşamlar. neyin dibini arıyoruz bilmem ki? Alt tarafı bir kefen için bunca çaba bunca çile. Biraz sabır biraz gayretle muhakkak her şeyin üstesinden gelinir. Tabi bazı durumlarda sınıra geliyorsun. Bu yüzden olsa gerek kötülük, nefret etmek sabredememek sanırım hatırlanması gereken O sevgi...
Belki yaşananlar ağır çok ağır geliyor ama bu yaşananlar birer deneyim bizim için. Bizim için yine de zararın neresinden dönülürse kardır. Güzel düşünmek, iyi şeyler yapmak, sevdiklerimizle herşeyimizi paylaşmak, dostluğu sevgiyi güzel olan her şeyi...
Evrene insan has özgür iradesiyle yaşama sarılmak sevgili Leyla İpekçi'nin yazdığ gibi ''Aynı hayretle aynı şükranla birimiz aşkına yazgılı, diğerimiz ise yazgısını bilerek. Evet ne kadar yazarsam değişmiyor kader yazgımızda ne varsa göreceğiz. Tende canı tutan bir emre itaat ediyoruz son nefese dek...
Güzellikle mutlulukla kalın
ZERRİN KARAZİNCİR
Aslında dünyanın her cuzu her şeyi aşktır
MEVLANA
--GÖRÜNTÜLER--
Bütün karanlıkların bir ışığı vardır
Odur
Karanlığı gösteren
Nice uzak olsa da
Sevgilimizi bize gösteren
Işığı söndü mü
Görünmezliğe geçer o
Daha açık görünür bana
Nedenini bilmem.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
DOSTLUK
Ve bana manevi ve manen destek olan dostlar; insanlar ne tatlılar hanımlar şeker, beyler efendi ve büyük vakar insanlar, mütevazi ama ölçüyü hiç kaçırmazlar,sohbetlerine doyum olmaz, aile ve etraflarını gözetlerler her zaman yardıma koşar, mazlumu kollar, ne güzeldir bu insanlar; kaya gibi sert, pamuk gibi yumuşaktırlar. Bir de kalbi kinli olanlar ne kadar da kötüdür, yanlış bir şey yapsan başlar intizara: Allah sana da göstersin, aynı belayı yaşatsın. Ben böyle kalplere merhamet diliyorum, evet evet kalbi kinli insanların kalplerine merhamet diliyorum. Ne kadar boş bilir misiniz birine kötü bir şey dilerseniz ya da kötülük düşünürseniz kötülük döner dolaşır sizi bulur, aynı şey iyilik için de geçerlidir.
Bu everenin doğal yasasıdır. Konuştuğumuz her söz evrene sinyaller gönderir ve bize geri döner birde dünyamızın güzelliklerini görmeden yaşanan hayatlar daima iş düşünen insanlar, paranın muhasebesini bir türlü bitiremeyenler: biraz etraflarına baksalar neler neler görürler yılar seneler geçerken… Etrafımıza bir bakalım daha ne güzellikler var artık incinmişlikte dokunmuyor kalbe dünyanın bu güzelliklerini gördükten sonra. Ama bir de sevdiklerimizden ayrılmak var ebediyen ayrılma bilinmeyen bir yolculuğa çıkmak. O zaman pes etmeyi düşünüyorsun; ben hayır diyorum pes etmek yok, o bilinmeyen yolculuğa hepimiz gideceğiz ama bir sırası var bazımız erken, bazımız geç. Ben hepimize sağlık mutluluk çok çok güzel günler diliyorum. Sağlık mutluluk hepimizin olsun sevgiyle kalın…
ZERRİN KARAZİNCİR
BEN DOSTLARIMI NE KALBİMLE NE DE AKLIMLA SEVERİM; OLUR YA …
KALP DURUR AKIL UNUTUR …
BEN DOSTLARIMI RUHUMLA SEVERİM O NE DURUR NEDE UNUTUR.
MEVLANA
SEVGİ
Sevgili dünya kardeşlerim insan olmak ÖNCE var olmamızı kanıtlamak değil midir biz yaşarken çoğu insanları ezip geçiyoruz sevgileri ezip geçiyoruz tabiatı bütün dünya güzelliklerini ezip geçiyoruz yaşamın acımasız olduğunu ölümün var olduğunu unutarak gerçekte büyük bir sevgiyle yaşarsak bu sevgimizi etrafımızla paylaşırsak çocuklarımızı, eşlerimizi, anne babalarımızı, hele onlar bizden sadece istedikleri biraz sevgi ve ilgi bunu yapmaktan aciz miyiz? Onları sık sık ararsak telefonla veya ziyaretlerine gider yalnız olmadıklarını onları daima düşündüğümüzü hatırladığımızı bilseler öyle mutlu olurlar ki anlatamam hele sevgili çocuklarımız onları sevgiyle beslersek, büyütürsek topluma ne kadar yararlı evlatlar olurlar. Hadi kardeşlerim lütfen esirgemeyelim bu duyguyu dünyamızı sevgiyle besliyelim kimseyi incitmeyelim; sevgiyle besliyelim ki onlar da gelecek nesilleri öyle büyütsün bazen kalbimiz çok kırılır, incinir, çok sevdiğimiz kardeşim dediğimiz bir dost bize öyle bir darbe vurur ki; yıkılır kalben çok inciniriz, ama ben diyorum ki: bizi inciten bu insanlar bize öğretmenlik yapıp, hayatta pişmemiz için iyi bir ders veriyorlar.
Şu anda bana polyannacılık oynama diyen olabilir. Gerçekten o büyük üzüntüleri bizlere birer armağan olarak görüyorum.
Bir de bizi yanlış anlayan dostlar vardır, siz iyi niyetle bir şey yapar, ona uyarılar gönderirsiniz ama o sizi büyük bir düşman olarak görür. Senin bundan haberin bile yoktur. Sen dost olarak haneni açarsın ama o düşman olarak girer, hiç bir şeyden haberin yokken birden bir şey patlak verir, ortalık karışır.
Ben diyorum ki; güzel kardeşlerim, eğer karşınızda ki insana bir dost bir sevgi besliyorsanız kırıldığınızı veya yaptığınız yanlışı bir üçüncü kişiye söylemeden direk size ben bana yaptığın bu yanlıştan çok üzüldüm vs. diyerek yanlışımızı söylemek bence dost olduğumuzu gösterir. Bazı insanlar da deşer deşer böyle şeylerin ne kadar boş olduğunu bir bilseniz bana öyle çocukça geliyor ki şu şöyle demiş bu böyle demiş, yani hayatımız da öyle büyük sorunlar varken çoooook boş şeyler, ama size gerçekten büyük zararlar veren kişi veya kişiler varsa onları bir tarafa iteceksin herkes kendi yoluna...
Velhasıl sevgili kardeşlerim şu dünyamızın güzelliklerini görelim para hısına, mal hırsına kapılmadan. Dünya malın olmuş ne fayda onu insanca kullanmadıktan sonra senden aşağıdakileri görmezsen günde bir kaç acı doyurmazsan o zenginliğin içinde bir düşküne elini uzatmazsan, insanlardan hayır duasını almazsan neye yarar o servet mal mülk.
Bütün dünya kardeşlerim elele verirsek şu dünyada hepimiz birlik olsak, zengini fakiri hep birlikte dengelesek mutlu pozitif güzel bir dünya yaratsak. Haydi kardeşlerim hepimiz birbirimize yardım edelim. Bu, tek para, maddi değerle değil küçük bir sevgi şefkat bir dost eli de olabilir. Canım kardeşlerim hepinizi dostluğa, sevgiye, paylaşmaya ÇAĞIRIYORUM. Bütün güzellikler sevgiler sizinle olsun.
ZERRİN KARAZİNCİR
Eğer biri sizi kırar, ihanet eder ya da üzerse size güveni ve kalbinizi açtığınız birine karşı dikkatli olamayı öğrettikleri için onları affedin. Eğer biri sizi severse sizde bunun karşılığında onu koşulsuz sevin...