23 Ağustos 2011 Salı

ÖN YARGI


Başkalarına ön yargısız yalnızca kusur ve zayıf yanları bulmak kaygısıyla değil, gerçeğin ne olduğunu ortaya çıkartmak için emek harca. (Artur. C. Doyle)
Her zaman yanlış anlaşılmaktan konuştuğumuz kelimelerin yanlış anlaşılmasından korkarım. Düşüncelerimiz, frekanslarımız, konuşmalarımızla insanları bilmeden kırıp incitebiliriz. Erasmus derki: “Yargılamadan önce anlamaya çalışın!”. Sevdiğimiz dostumuz kalbimizi kırdığında bazen kin tutup onun hakkında en kötü düşünceler geçebilir aklımızdan, ama geriye dönüp bir düşünsek bu insan neden böyle davrandı, konuştu diye. Eğer gerçekten sevdiğim bir dostumsa nedenini sorup araştırmalıyız.
Yargısız infaz yapmam. Çok sevdiğim benden yaşça büyük bir dostum, ablam vardı. Ondan güzel öğütler alırdım. Sohbet ettiğimiz zamanlarda zamanın nasıl geçtiğini anlamazdık. Bir telefon konuşmamda kendimi yanlış ifade ettiğim için alındı. Beni tam olarak anlamadan, sormadan dostluğumuzu, kardeşliğimizi bitirdi. Aradım ve bana yargısız infaz yaptığını söyledim; fakat bu güzel dostluk bitti. “Dostluk toprak bir maşrapa gibidir, önemsiz bir nedenden birden bire kırılır ve bir daha kullanılmaz.” (Ciceron)
Bence, dostluklarımızı kalıcı tutalım, olayın nedenini araştırıp, arkadaşımız, dostumuz veya en yakınımız dediğimiz insana yaptığı hatayı söyleyelim. Durumu bilmeden, anlamadan her şeyi bir kalemde silmeyelim. İnsana olan umudumuzu taze tutalım, yüz çevirmeyelim, yüreğimizin sevgi kapılarını açık tutalım, yaşadığımız güzel günleri unutmayalım. Mutluluğun, güzelliğin, sevginin kalıcı olduğu bir dünyada yaşamak dileğiyle.
Zerrin ÖZDOĞDU KARAZİNCİR

Önyargıları, en çok, toprağı eğitimle gevşetilmemiş veya gübrelenmemiş kalpten silmek zordur; orada büyürler, taşlar arasındaki otlar kadar kalıcıdırlar.(Charlotte Bronte)
Zayıf insanlar affedemezler. Affetmek güçlülere has bir özelliktir. (Gandhi)

17 Ağustos 2011 Çarşamba

HAYATI ETKİLEYEN SINAVLAR


Hayat sınavımız yaşamımızın her anında sayısız zor sınavlar yaşıyoruz. Yaşam gücümüzü sınamak en ağır biçimde ardı ardına büyük sorunları karşımıza çıkarıyor, kimi zaman hastalıkla ilgili ciddi sorunlar yaşıyoruz; kimi zaman ise aile, dost ilişkilerinde hakketmediğimiz düş kırıklıkları yaşıyoruz. Hayat bizi önemli bir dostluk sınavından geçiriyor. Görüştüğümüz kişiler, en yakınım dediğimiz insanlar bu sınavdan kalırken; bazen fazla tanımadığımız dostlar, ilgileri, sevgileri, içtenlikleri ile birlikte bu sınavı geçiyorlar. Hakikaten dostluklar konusunda iyi bir temizlik yapmak gerekiyor.
Belirli bir yaştan sonra daha çok aranıyor böyle dostluklar. İnsan on - on beş dakikasını ayıracağı, kendisi için bir damla gözyaşını akıtacağı insanın ona değmesini bekler, yüzeysel ilişkileri artık bir tarafa bırakır.(N.Bartoschek) Kimi zaman en yakınımız olması gerekenler bize çok uzak ya da en uzak görünenler bizi en iyi anlayanlar mı??? Kimilerine usulca “elveda” derken vefalı “kara gün” dostlarına ömürlük kalbimde yer açıyorum.
Yaşamımızdaki bu zorlu sınavlar bizleri daha güçlü hale getiriyor. Sevdiğimiz dostlardan uzakta olsak da, ışığımız, kalbimizdeki gerçek dostluğumuz, sevgimiz daim olsun.
Zerrin Özdoğdu Karazincir
“İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur” Mevlana
Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı,
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.
Bitmeyen işler yüzünden
(Siz böyle olsun istemediniz)
Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
Kalbinizi dolduran duygular kalbinizde kaldı.
Behçet Necatigil

28 Nisan 2011 Perşembe

NEHRİN IŞILTISI


Nehrin ışıltısını yakalamak, haftada üç annemi diyalize servisle götürürken Seyhan Nehri’nin üzerinden geçiyoruz. Nehrin güzelliğini, güneşin nehrin üzerine verdiği ışıltıyı, o pırıltıyı, suyun ahengini her geçişimde görmek…
Hayatımız nehir gibi akıp giderken biz insanlar yaşam mücadelesi veririz. Hayata önce adam olmak için çırpınırız, okuruz, çalışırız, kariyer yapar bir yerlere gelmek için çabalarız. Arkamıza dönüp zamana baktığımızda ömrümüzün, gençliğimizin büyük bir bölümü geçmiştir. Her şeyi maddiyata dökmek, para hırsı, istekler bitmez. Kimse etrafını görmez yada görmek istemez. “Elmas yontulmadan, insan da yanılmadan mükemmelleşemez.” Konfüçyüs.
Bir şeyler olma çabasıyla kaybolan koca bir hayat. Nehrin pırıltıları görünmez artık. O pırıltıyı yakalamak için kendin olmak gerek. Hırslarımızı, kinlerimizi, sevgisiz geçen zamanlarımızı bir tarafa bırakmak. BEN DEĞİL BİZ OLAMAK. Evrenin doğanın güzelliğini görmek ışıkları, pırıltıları yakalamak. Kısacık ömrümüzde kalbimizi sevgiye açmak. Güzel sevgileri keşfetmek, acıları unutmak, ümitleri, yaşanan bütün güzellikleri nehrin ışıltısında görmek. O pırıltıyı yakalamak, sevgi ve dostlukla, nehrinizin ışıltısını her daim görmek dileğiyle…

Zerrin ÖZDOĞDU KARAZİNCİR

Her sabah yeni bir gün doğarken,
Bir gün de eksilir ömürden;
Her şafak bir hırsız gibidir.
Elinde bir fenerle gelen.
Ömer HAYYAM