
Başkalarına ön yargısız yalnızca kusur ve zayıf yanları bulmak kaygısıyla değil, gerçeğin ne olduğunu ortaya çıkartmak için emek harca. (Artur. C. Doyle)
Her zaman yanlış anlaşılmaktan konuştuğumuz kelimelerin yanlış anlaşılmasından korkarım. Düşüncelerimiz, frekanslarımız, konuşmalarımızla insanları bilmeden kırıp incitebiliriz. Erasmus derki: “Yargılamadan önce anlamaya çalışın!”. Sevdiğimiz dostumuz kalbimizi kırdığında bazen kin tutup onun hakkında en kötü düşünceler geçebilir aklımızdan, ama geriye dönüp bir düşünsek bu insan neden böyle davrandı, konuştu diye. Eğer gerçekten sevdiğim bir dostumsa nedenini sorup araştırmalıyız.
Yargısız infaz yapmam. Çok sevdiğim benden yaşça büyük bir dostum, ablam vardı. Ondan güzel öğütler alırdım. Sohbet ettiğimiz zamanlarda zamanın nasıl geçtiğini anlamazdık. Bir telefon konuşmamda kendimi yanlış ifade ettiğim için alındı. Beni tam olarak anlamadan, sormadan dostluğumuzu, kardeşliğimizi bitirdi. Aradım ve bana yargısız infaz yaptığını söyledim; fakat bu güzel dostluk bitti. “Dostluk toprak bir maşrapa gibidir, önemsiz bir nedenden birden bire kırılır ve bir daha kullanılmaz.” (Ciceron)
Bence, dostluklarımızı kalıcı tutalım, olayın nedenini araştırıp, arkadaşımız, dostumuz veya en yakınımız dediğimiz insana yaptığı hatayı söyleyelim. Durumu bilmeden, anlamadan her şeyi bir kalemde silmeyelim. İnsana olan umudumuzu taze tutalım, yüz çevirmeyelim, yüreğimizin sevgi kapılarını açık tutalım, yaşadığımız güzel günleri unutmayalım. Mutluluğun, güzelliğin, sevginin kalıcı olduğu bir dünyada yaşamak dileğiyle.
Zerrin ÖZDOĞDU KARAZİNCİR
Önyargıları, en çok, toprağı eğitimle gevşetilmemiş veya gübrelenmemiş kalpten silmek zordur; orada büyürler, taşlar arasındaki otlar kadar kalıcıdırlar.(Charlotte Bronte)
Zayıf insanlar affedemezler. Affetmek güçlülere has bir özelliktir. (Gandhi)